İnşaat Tedarik Dergisi

İnşaat – Yatırım – Proje – Ulaştırma – Mimarlık – Enerji – Maden – Şantiye

Şantiyecinin El Kitabı

Vedat ÖZKAN

İnşa Etme Kültürü – İnşaat Kuruluşlarında ve Şantiyelerde İnsan Davranışları Kitabının Yazarı

Şantiyelerde nasıl davranılmalı? Veya hangi kurallar neleri içermeli? Bunları tam olarak açıklayabilecek herhangi bir teori ya da bu alanda deneyim sahibi kişi bulamazsınız. 

Çünkü her şantiye ortamının çevre koşulları ve çalışan kombinasyonları farklıdır. Bu çeşitliliği önceden öngörerek tam teşekküllü düzen oluşturabilmiş hiçbir inşaat kuruluşu yoktur.

Ama bütün bunlara rağmen, şantiyelerde mevcut çalışanların veya ilk defa şantiye yaşamına giriş yapacak kişilerin; genel çerçevede dikkat etmesi gereken bazı yaklaşımlar vardır. Bunlar, evrensel algı ve düşüncenin temellerinden türetilmiş olgular olacaktır.

Bizim anlatacağımız içerik, her şantiyecinin el kitabında bulunması gereken stratejiler olarak görülmelidir.

Çünkü bir şantiyeye giriş yaptığınızda, kişisel bilgi düzeyiniz çok az etkili olacaktır. Bunu hatırlayarak iş görmek; deneyimli kişilerin elini güçlendireceği gibi deneyimsizleri de önemli oranda pişirecektir. Ama her şeyden önemlisi; kişisel algının da buna uygun olması gerekir.

Sizi Yavaşça Benimsesinler

Şantiyelerde çalışmaya başlayan bir kişinin görev ve sorumluluk alanı ne olursa olsun, işe vakıf olması biraz zaman alır.

Kurumsal yapı, kuruluş içi düzen ve şantiye genelinde çalışan kişi sayısı, bu sürenin uzunluğunu belirler. Genel çerçevede bu süre 3-4 aya kadar uzayabilir. Hatta şantiyeyle merkez ofis arasında saat farkı var ise, bunun da bu süreye etkisi vardır.

Bu uyum sürecinde; malzemelerin geçmişi, kişilerin yapısı ve algısı, cari hesapların nasıl oluştuğu, kim kiminle akraba veya ahbap ya da çalışanların o şantiyeye nasıl ayak bastığının bilinmesi gerekir.

Çevreyi ve fiziksel eşyaları tanıma evresi devam ederken, kişilik yapısı yavaş yavaş sergilenmelidir. Bu dikkat edilmesi gereken çok önemli bir davranışsal yaklaşım olarak görülmelidir. Bilinmeli ki başlangıçta; deneyim ve bilgi seviyesi o kişi için en etkisiz dönemini yaşayacaktır. Çünkü yeni işe başlayan bir yabancıya bilgiler içgüdüsel olarak hızlı aktarılmaz.

Ama bazı çalışanlar şantiyeye giriş yaptıkları andan itibaren; kendilerini ispatlamak ya da daha çabuk benimsenmek veya karşılıksız saygı görmek adına, henüz bilgi sahibi olmadıkları iş ve oluşumla ilgili birçok konuda görüş beyan ederler.

Ancak bu stratejik bir hatadır. Olması gereken şey; deneyim, bilgi ve kişilik yapısının yavaşça ortaya konulması gerektiğidir. Böylece size karşı oluşacak önyargıları da önlemiş olursunuz. Bu uyum sürecinde acele etmenize gerek yok. Zaten işin sonuna ulaşana kadar birçok başarı elde edeceksiniz.

İş görme yönteminizi yavaşça ortaya koyarsanız, ilk başlarda yeterli görünüyormuşsunuz gibi algı oluşabilir. Bu algının, şantiyede yeni işe başlamış bir kişi için hiçbir zararı yoktur. Ama birçok kişi ilk günden itibaren kendilerini kabullendirmek için savaşır. Bu kişiler genellikle ya uzun uyum süreci yaşarlar ya da belirli bir süre sonra birçok nedenden dolayı, şantiyedeki görevlerinden ayrılmak zorunda kalırlar. Kalsalar bile saygınlıkları pek gelişmez.  

Eğer buradaki stratejiyle ilerlerseniz ve olağan dışı olaylar gelişmez ise, o inşaat kuruluşunun kemik kadrosuna giriş kapısını da aralamış olursunuz.

Şantiye yaşamında tutunabilmek için “yavaşça ve sabırla kendini ispatlamaya çalışmak” en akılcı yol olarak benimsenmelidir.

Şantiyeler bolluk alanıdır. Umarım bu kısa cümle size birçok şeyi anlatıyor veya anımsatıyor olmalıdır. Ayrıca bolluğun olduğu yerde, bilgi ve deneyim her zaman ikincil statüde kalacaktır. Ve bu, tüm şantiyeciler tarafından özellikle hatırda tutulmalıdır. Belki de en çok hata, bu alanda gerçekleşmektedir.

Psikolojik Baskı Bir Fırsat Olabilir

Bazen işveren veya proje yöneticileri sizin dayanıklılığınızı ölçmek için baskı uygulayabilir. Bunun her zaman olasılık dahilinde olabileceğini göz önünde bulundurmalısınız. Böyle durumlar karşısında cevabınızı geciktirmeniz gerekir. Ama bu baskıyı kişilik ve iş görme yöntemlerinizle bertaraf edeceksiniz. Böylece, size daha kolay güvenilmesini de sağlamış olursunuz.

Eğer her baskının gerçek olmayabileceğini idrak ederseniz, o şantiyede özgürce çalışırsınız. Diyelim ki ruhsal baskı gerçek! O zaman da kaynaşma evresinin tamamlanmasını beklemelisiniz. Ama bu kaynaşma döneminden sonra da baskı altında olduğunuzu düşünürseniz, o şantiye size uygun değildir.

Hangi baskı türüne maruz kalırsanız kalın!

Kendi iç dünyanızda veya sesli olarak o şantiyeyi; bir önceki işinizle kıyaslarsanız ya da “bu bana yapılır mı” düşüncesine kapılırsanız veya bir önceki görevinizi fazla dillendirirseniz; zaten o şantiyeden ayrılma süreciniz çoktan başlamıştır.

Böyle durumlar karşısında en akılsal yol, sakinliğinizi korumak olmalıdır. Bunu başardığınız ölçüde her türlü baskıyla baş edebilirsiniz.

Diğer yandan da ara sıra dikiz aynasına bakarak; şantiyede üstlendiğiniz göreve karşı oluşan psikolojik baskı nedeninin “ganimet savaşları” olma olasılığının da olabileceğini sessizce görmeye çalışmalısınız.

Burada söz ettiğimiz şantiyecinin el kitabında, gerçek psikolojik baskılara şiddetle yer yoktur. Çünkü bu konudaki algı, eğilim ve sonuçlar onlarca yola sapabilir. Ayrıca, ayrıntılı olarak bunu dile getirmiş kitap dahi bulunmaz.

Eğer psikolojik baskının içeriğinde “ganimet savaşları” yok ise; benimsenmeyi veya karşı tarafın direncinin kırılmasını beklemelisiniz.

Endirekt Yardımcının Huzursuzluğu

Şantiyelerde bazı endirekt yardımcı görevler vardır!

Bu kişilerin üstlendiği sorumluluklara karşı önyargı oluşmaması için, onların görev isimlerini özellikle belirtmiyorum. Ama onların birçoğunda bu durum görülmektedir. Deneyim ya da mantık yoluyla, bu görevlilerin kimler olabileceğini sizlerin çözümlemesi daha yapıcı olacaktır.

Bu endirekt sorumlu çalışanlar; şantiyelerin proje yöneticileriyle yakın ilişkileri nedeniyle huzursuzluk yaratabilirler. Hatta yöneticiden aldıkları psikolojik güçle, görevleri dışında emirler vermeye yeltenebilir ya da söz dinletilemez olabilirler. Nitekim şantiyelerde böyle durumlarla çok sık karşılaşılır.

Ama bu olumsuzluğu siz ortadan kaldıramazsınız. Dolayısıyla, bunun için boşu boşuna çaba sarf etmemelisiniz.

Sizin yapmanız gereken şey; birçok duyguyu kamufle edebilen gülümseme ile karşılık vererek siyasi olmanız gerekir. Bununla beraber beklemesini de bilmelisiniz. Çünkü orada tehlike olabilir.

Her şeye rağmen eninde sonunda ortaya çıkacak bir karar, şantiyedeki bu uygunsuz ilişkiyi sonlandıracaktır. Bunu bitirecek kişi; genellikle işveren ya da üst düzey merkez yöneticileridir.

Eğer düzeni bozan endirekt yardımcı görevi olan bu kişinin iş akdi sonlandırılırsa, onun yöneticisi de uslanacaktır. Eğer o yöneticinin iş akdi feshedilirse, büyük olasılıkla sizin konumunuzda veya durumunuzda belirgin iyileştirme olacaktır.

Kısaca şantiyelerde bu bilinçle iş görecek olursanız, bezer konular karşısında yıpranmazsınız.

Her İşe Hakim Olmaya Çalışmak

Bir şantiyede yapmamanız gereken en önemli şeylerden birisi; bütün denetim sizde olsun diye, birçok olaya müdahale etmeye kalkışırsanız ya da her işe siz koşuşturursanız, eninde sonunda çark edeceksiniz. Çünkü şantiyelerin o hareketli ortamlarında, ruhsal gerilimleriniz çok sık yaşanacak ve bu durum insan zihnine uygun değildir.

Eğer bu hataya bir kere düşecek olursanız hem yıpranır hem de daha iyi iş fırsatlarını kaçırmış olursunuz. Sırf saygı görmek uğuruna ya da takdir toplamak adına, bu hataya çok sık düşüldüğü görülmektedir. Ama beklediğiniz o saf saygı gerçekleşmeyecektir.

Hatta değer görmediğinizi düşünerek emek verdiğiniz o şantiye işinden ayrılmak zorunda kalabilirsiniz. Ama bu konuda hata yaptığınızı çoğu zaman fark edemeyeceksiniz. Kendi iç dünyanızda; emek vererek ayrıldığınız o şantiyeyi sadece özlemeye devam edeceksiniz.

Bu içerik, şantiye yaşamında dikkat edilmesi gereken en önemli stratejilerden bir olmalı ve bunu el kitabınıza mutlaka eklemelisiniz.

Kendi İşini Kolaylaştır. Ortak Düzeni Önemseme!

Çalıştığınız şantiyede görev ve sorumluluk alanınıza giren işleri daha kolay icra edebilmek için, iyileştirmeler yapabilirsiniz. Bu size saygınlık kazandıracak.

Ancak, var olan bir işleyişin ana unsurlarına ve başka çalışanlara etkisi olacak düzen kurmaya kalkışmamalısınız. Çünkü bu tarz düzen oluşturma faaliyetleri tepeden gelmelidir. Dolayısıyla iyi niyetli olarak böyle bir amaca odaklanmak, sadece size zarar verecektir.

Böyle bir çaba belirli oranda başarı elde edebilir. Ama mevcut çalışanlarla sürekli kavga eder ve huzursuz olursunuz. Hatta gizli düşmanlıklar bile elde edilebilir. Çünkü insanlar daha iyi olanı değil, alıştıkları şeyi sever ve onu benimser.

Belki de hantal ilerleyen o işleyiş, amirlerin isteği de olabilir.

En basit anlatımla; basit bir matbu formu devreye almak isteseniz bile, bu kabul görmeyebilir. Nitekim böyle durumlar fazla ve bunun birçok görünmez nedeni vardır.

Siz sadece kendi işinizi kolaylaştıracak ve bu kolaylaştırma, sadece sizin faydanıza yönelik olmalıdır. Bunun karşılığında ise, sizi huzursuz edecek dokunuşlar pek gerçekleşmeyecektir.

Suni Engeller

Şimdi size söz edeceğim yara; şantiyelerin belki de en önemli sosyolojik olgularından biridir. Bu durum hem şantiye düzenine hem de maliyetlere muazzam derecede yansır. Ama bu kısım, bizi burada ilgilendirmez. Çünkü bu yazıda sadece bireyin şantiye stratejisine odaklandık.

Şantiyelerde bazı yöneticiler kendi hatalarını veya eksikliklerini örtmek adına, ya da o şantiyede daha uzun süreli kalabilmek için; suni olumsuzluklar ve engeller yaratabilirler. Hatta, her yeni gelen şantiyeciyi uzaklaştırmak isterler. Kendilerini fedakâr ve işi başaran birisi olarak göstermeye çalışırlar.

Bu tarz yöneticiler genellikle merkez ofisle iyi ilişki içerisindedir. Siz iş yapmak istersiniz ama bir el veya emir, sizi sürekli durdurur veya engeller çıkartır. Bu engelin kibar veya sert olmasının hiçbir önemi yoktur. Böyle bir durum karşısında yapabileceğiniz pek bir şey bulunmaz. Çünkü düzen buna göre kurulmuştur.

Bu tarz oluşumlarda düzelme süreci bazen oldukça uzun zaman alabilir. Ama maliyetler ortaya çıktıkça; bu düzen anlayışı da yıkılmaya mahkûm olur. Hatta yıkılmama olasılığı neredeyse yoktur.

Eğer o şantiyeyi veya o inşaat kuruluşunu benimsediyseniz sizin yapmanız gereken tek şey; yine beklemek olmalı. Sadece sonuç alabileceğinizi düşündüğünüz zamanlarda sıçrama yapmalısınız. Çünkü hoşnutsuzluğunuzu dile getirmek, pek sonuç vermez. Hatta sonuç verse bile, büyük olasılıkla size karşı olan bakış açısı da olumsuz yönde gelişecektir.

Bilinmeli ki; şantiyelerde bu tarz yönetim anlayışları genellikle şu belirtilerle sonlanmaktadır:

  • O kişide moral bozukluğu veya stresli durumların sıklık derecesi artmaya başlar. 
  • Emrindeki kişilere daha çok açıklama yapmaya başlarlar.
  • Daha sevecen görünmeye çalışırlar.
  • Eski otoritesi veya gerçekliği azalmaya başlar.
  • Yarattığı engellerden bazılarını kaldırmaya yönelir.

Genel olarak bunlar en belirgin özellikleridir. Ama bunları da tek başına değerlendirmemek gerekir. Hepsi bir bütün olarak görülmelidir.

Ve buradaki inceliği görmeyi başardığınızda, daha isabetli öngörülerde bulunmuş olacaksınız.

Bağırıp Çağıranlar

Çalıştığınız şantiyede amiriniz düzenli olarak sinirli ve size bağırıp çağırıyorsa; hatta haklı olsa bile bu onun ayıbıdır. Çünkü öfke, ayıplanan bir şey. Bunu uygulanan psikolojik baskıyla karıştırmamalısınız.

Gerçekçi olalım! İş hayatında birileri birilerine sürekli bağırıp çağırır. Biz onları değiştiremeyeceğimize göre, onların gerçeğini görmemiz gerekir.

Şantiyelerde hızlı gelişen olaylar nedeniyle bağırıp çağırmalar, birçok iş koluna göre çok daha yaygın konumda. Çünkü o stresli ortam, bunu bazen kontrolsüz bir biçimde ortaya çıkarabilir.

Eğer bulunduğunuz şantiyede böyle bir durum ile karşılaşırsanız; burada bunu sadece elinizi ve zihninizi daha güçlü kılmak için aktarıyorum.

Bildiğiniz üzere bağırıp çağıranlar ancak göstermelik saygı görürler. Eğer bu kişiler şantiyede yöneten konumundaysa ve daha çok işveren dışında yönetici ise, şantiyelerde iş akdi feshi pek yapmazlar. Emin olun ki, çoğunun eğilimi bu yönde değildir.

Çünkü bağırıp çağırmalar nedeniyle, zayıflamış otoriteleri buna engel olur. Ya da böyle davranmak onlar için bir çalışma yöntemidir. Bu durum, aynı zamanda o kişinin aile içinden gelen şiddetle de ilişkili olabilir.

Bunları fark ettiğiniz andan itibaren; içgüdüsel olarak ondan nasıl korunacağını veya onu nasıl sakinleştireceğini kendiliğinden çözümlemiş olacaksın.

***

Şantiyeler üzerine titizlikle oluşturduğum veriler ışığında; gözlem, deneyim ve sosyal davranış bağlamında her şantiyecinin el kitabında bulunması gerektiğini düşündüğüm saptama ve açıklamalara öncelik verdim…

Bunlar bir şantiyede ortaya çıkabilecek olası en güçlü konulardan bazıları konumundadır. Ama bunları uygulayabilmek veya görebilmek, tek başına yeterli değildir.

Çünkü bütün bunları; sabırsızlık, kişilik yapısı, yaşam tarzı, beklenti ve amaca bağlı olarak uygulayabilirsiniz.

***

“06 Şubat 2023’teki depremde birçok canımızı yitirdik. Birçok yaralımız var. Umarım yaralarımızı bir an önce sarmayı başarırız. Nitekim başaracağımız muhakkak. Ama olan şey yitirilen canlara ve geride kalan anne-babalara oldu. Bu topraklarda katma değer yaratarak vergisini de dürüstçe ödeyerek bir ev almak için ömrünü adayan insanlarımızın bu kış günü canı yandı.”

“Belki de teknolojinin bu kadar çok ilerlediği bir dünyada; artık “inşaat kuruluşlarının kamulaştırılması” ya da “tam bağımsız denetim kuruluşları tarafından denetlenmesi”nin zamanı gelmiştir.”

Eğer kültürel yapı olarak sağlam bir bina inşa etmeyi başaramıyorsak; devletin yapıcı otoritesi mutlaka devreye girmelidir.

Tekrar tekrar geçmiş olsun Türkiye.

Yazar Vedat ÖZKAN‘ın Önceki Yazıları

Türkiye’nin Yurtdışı İnşaat Politikaları Okumak İçin
İdeal Şantiye Yönetimi Okumak İçin
Gerçek Yaşamdan Alıntı: İki Mühendisin Hikâyesi Okumak İçin
Şantiye İşçisi Okumak İçin
Şantiye Odaklı İnsan Kaynakları ve Liyakati Savunmanın Gereksizliği Üzerine Düşünceler Okumak İçin
İnsan Davranışlarının Şantiyelerde Keşfi Okumak İçin
İnşaatın İşverenini Bir de Böyle Değerlendirelim! Okumak İçin

Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.