İnşaat Tedarik Dergisi

İnşaat – Yatırım – Proje – Ulaştırma – Mimarlık – Enerji – Maden – Şantiye

İdeal Şantiye Yönetimi

Vedat ÖZKAN

İnşa Etme Kültürü – İnşaat Kuruluşlarında ve Şantiyelerde İnsan Davranışları Kitabının Yazarı

Yazının başlığı sizi yanıltmasın!

Biz burada, gerçek hayatta karşılığı olmayan ideal şantiye yönetim tarzlarını oluşturacak kavramlardan söz etmeyeceğiz. Biz eksikliklerin nedenlerini ve insan unsurunun yarattığı etkilere odaklanacağız. Böylece, ideal şantiye düzenine ne kadar yaklaşabileceğimizi daha işlevsel görmüş olacağız.

Yönetici ya da danışmanların belleklerde kurguladıkları ideal iş görme yöntemlerinin, şantiyelerde ne kadar karşılık bulduğu tartışmalı bir konudur…

Dolayısıyla şantiyelerin ortalama davranış modelleri dikkate alındığında; daha yapıcı yönetim tarzlarına ulaşmayı engelleyen «kıyaslama», «statüko» ve «maddi güç» konuları içerisinde ortaya çıkan eksiklikleri inceleyeceğiz. Bu üç kavramın çevresinde oluşan bazı durumlara örnekler vererek ve deneyimlere bağlı görüşler belirterek, bu yazımızı tamamlamaya çalışacağız.

Bu üç unsur; kolay algılanmaları açısından her ne kadar ayrı anlatılmaya çalışılsa da, belirli noktalarda beraber hareket ettikleri göz ardı edilmemelidir.

Kıyaslama
Şantiyelerde çalışanlar sürekli daha iyi yönetildiğini savundukları, bir önceki şantiye yaşamlarından söz ederler. Bu söylem son derece yaygındır. Ama bir önceki şantiyede de yine ondan önce çalışılan şantiyenin üstün özelliklerinden söz edildiği; ya unutulur ya da hatırlanmaz.

Bu konuya bir örnek daha vermek gerekir ise; ana yükleniciye oranla alt yüklenicide düzenin daha tutarsız olması; alt yüklenicinin kendisini ana yükleniciyle kıyaslıyor olması son derece etkilidir.

Şantiye genelinde maaş, konaklama ve yemek gibi konularda sorunlar yaşanmasa bile, kıyaslama yine de var olmaya devam edecektir. Çünkü, bir şantiyedeki olumsuzluk bir başka şantiyenin olumlu yanıyla karşılaştırılacaktır. Ayrıca bu konunun beklenti ve amaçlara bağlı olarak da biçimlendiği çok sık görülmektedir.

Alternatifi olan bir şey karşısında ideal düzenden söz etmek olası değildir!

İşte bu alternatif kıyaslama, o şantiye düzeninin ideal olarak algılanamamasının en önemli unsurlarından biridir. Çünkü bu kıyaslamayı yapan kişi, her zaman iş değiştirmeye eğilimli olacaktır.

Statüko
Bir şantiyenin çok daha iyi yönetilebilme olanağı varken, sorunlar yaşanıyor olmasının öyle bir olgusu var ki; bu durum neredeyse hiç dillendirilmez!…

İnşaat kuruluşlarının merkez ve şantiye çalışanları, “yönetmek” bağlamında aralarındaki statükonun bozulmamasına son derece dikkat ederler. Çünkü her iki yönetme biriminin yapıları ve algıları; tamamen birbirinden farklıdır.

Bu iki farklı yönetim birimi karşılıklı statükoyu koruyabilmek adına, aralarındaki uyuşmazlıkları çoğu zaman ötelemektedir. Eğer bu ötelemenin şiddeti çoğalır ve süresi uzarsa, bu durum; şantiyelerin iş düzeni ve maliyetlerine her seferinde yıkıcı bir biçimde yansıyacaktır.

Ve bu statüko konusu, daha işlevsel şantiye yönetimlerinin ortaya çıkmasına önemli engeller oluşturacaktır. Eğer inşaat kuruluşları bu duruma kendi iç dinamikleriyle çözüm üretecek olurlar ise, daha yapıcı şantiye yönetimlerinin ortaya çıkması sağlanacaktır.

Örneğin inşaat kuruluşlarının merkez ofisinde bulunan yönetici veya işveren, şantiyenin imalatı ya da idari konularında; şantiye çalışanlarının beklenti, istek veya görüşlerinden bağımsız kararlar uygulamaya kalkışırsa; bu kararlar şantiyelerde ya isteksiz uygulanır ya da uygulanıyormuş gibi gösterilir.

Böyle durumlar karşısında şantiye çalışanlarının bu davranışları; tamamen statükoyu dengede tutabilmek için uyguladıkları siyasi bir stratejidir. Bunun en önde gelen sonuçlarından biri ise; daha yapıcı şantiye yönetim biçimlerinin ortaya çıkma hızının yavaşlaması olacaktır.

Maddi Güç
Maddi açıdan güçlü inşaat kuruluşları; genellikle kurumsal yapı içerisinde faaliyet gösteriyorlarmış gibi algılanırlar. Bu durumun belirli bir noktaya kadar doğru olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü, kıyaslayabileceğimiz seçenekler vardır.

Ama her şeye rağmen; maddi gücün şantiyelerde düzen oluşturduğuna ya da işlerin sağlıklı ve isabetli ilerlediğini gösteren somut veriler yoktur.

Dolayısıyla finansal gücün yarattığı özgüven ve ödemeleri de tutarlı olan inşaat kuruluşları; her durumla baş edebileceklerini düşünürler. Ama birçok konuda da yanılırlar.

İşte bu yanılgıya giden yolun en önemli unsuru, yine statükonun dengede tutulmaya çalışılmasıdır. Bu yapıdaki inşaat kuruluşları ve onların şantiyelerinde, kişiler arasında yapıcı etkileşimler olmasına rağmen; bu yapıcılık daha olumlu düzen oluşumlarını tetikleyememektedir.

Çünkü bu inşaat kuruluşlarında “kemik” olarak adlandıracağımız kadroların ağırlığı yüksek oranda seyretmektedir. Bu da gerçekleştirilecek yeniliklerin veya kolaylaştırıcı yaklaşımların uygulanmasını zorlaştırmaktadır.

Bütün bunlar, hedeflenen kazanç oranlarına genellikle ulaşılamıyor olmasının ana nedenlerini ortaya koymaktadır.

İşte bu güce duyulan özgüven ve kemikleşmiş kadroların statükoyu korumaya çalışmaları nedeniyle, bu inşaat kuruluşlarının şantiyelerinde bütün olanaklar bulunmasına rağmen; ideal işleyişe ulaşmak sekteye uğramaktadır.

İdeale Giden Yol
Kıyaslama, statüko ve finansal güç kavramlarının oluşturduğu eksiklikler, ideal şantiye düzenine ulaşmayı istediği kadar engellesin!

Bunlarla baş etmek zor değil. Ama şimdi söz edeceğimiz yaklaşım, bütün bunların üst çatısını oluşturacak ve istenildiğinde de uygulanması son derece kolaydır.

Ancak her şeyden önce; teorik düşünce sektörünün yönlendiricilerini geçici olarak bir kenara bırakmalıyız!!!…

Şantiyelerin büyüklüklerine bağlı olarak çalıştırılacak kişi sayısı; uygulananın aksine gereksinim duyulanın sadece biraz üzerinde seyretmesi durumunda; zihinsel bağlamda hareketli şantiye ortamlarının oluşmasını kolaylıkla sağlanacaktır.

Buradaki fazlalık; dönemine göre her zaman değerlendirilebilir. Nitekim şantiyelerin belirli dönemlerinde, aniden çalışan sayısının arttırılmasının temelinde bu eksiklik bulunmaktadır. Ve bu bir maliyet değil, tam tersi “olağanüstü” bir kazanç yöntemidir.

Çünkü canlı ortamlarda kişiler arası etkileşim ve hayal gücü, çok daha etkin olur. Nitekim şantiyelerin ortalarına gelinene kadar yaşanan canlılıkta bunun etkisi vardır. Eğer kişiler arasında hareketli ve mizahi bir ortam var ise, yoğun çalışmaktan çok az rahatsız olunduğu görülmektedir.

Tarihi süreçlere baktığımızda da bir kişi taşradan kalabalık şehre geldiğinde ya da o şehirde yaşayanlar; diğer insanlarla etkileşim içerisine girerek daha yararlı yetenekler kazanmıştırlar.

Yunan dağlarının eteklerinde bulunan küçük tarihi şehirlerde mühendisler görülmedi. Tam tersi, ovalarda bulunan kalabalık şehirlerden mühendis ve mimarlar çıkmıştır. Ve bütün bunların aynısı, koşulsuz bir biçimde şantiyeler için de geçerlidir.

İddia ederek belirtebilirim ki; eğer bir şantiyede çalışan sayısı yeterli seviyede veya biraz üzerinde seyretmesi durumunda, çalışanların davranışlarında ciddi değişiklikler ortaya çıkacağıdır. İşte en ideal şantiye yönetim düzenini sağlayacak kırılım noktası burada bulunur. Ama en ideali hiçbir zaman gerçekleşmeyecektir…


Eğer sansürleyerek buna örnekler vermek gerekir ise; asistan, tercüman, muhasebeci, ambarcı, proje müdürü ve diğer birçok şantiye sorumlusunun her iki durumun ortaya koyacağı davranış biçimlerini; özellikle deneyimli şantiye çalışanlarının hayal etmesini rica ediyorum!…

Zaman zaman imrenerek yabancı inşaat kuruluşlarını överiz. Çünkü onlarda bizi olumlu yönde etkileyen bir düzen vardır. Ama bu düzenin temelinde, burada söz ettiğimiz yeterli sayıda ve biraz üzerinde çalışanı bünyelerinde barındırmalarıdır.

Bütün bunlardan söz etmişken; ülkemizdeki bazı inşaat kuruluşlarının şantiyelerine de haksızlık etmemeliyiz. Yeterli sayıda iş gücünü bünyelerinde barındıran şantiyelerimiz var. Hatta son yıllarda yavaş da olsa, bu sayıda artışlar görülmeye başlanmıştır.

Eğer şantiyelerin evrelerine bağlı olarak her dönemde yeterli sayıda çalışan bulundurulur ise; diğer eksiklikler ile baş etmek de kolaylaşacaktır. Elbette bununla beraber bürokratik ve siyasi süreçleri de bir ahenk içinde ilerletmek gerekir.

Bu çalışma uzun yıllara yayılmış gözlem ve alan verilerine dayalı; gerçekleştirdiğim araştırmalar ışığında, olabildiğince özetlenerek kaleme alınmaya çalışılmıştır. Takdir edersiniz ki; özetlenen ve sınıflandırılan bu tarz bilgiler, yorumlama gerektirir. Bu bağlamda değerlendirmeniz ve sağlıklı yaşlanmamız dileklerimle…

Yazar Vedat ÖZKAN‘ın Önceki Yazıları

Gerçek Yaşamdan Alıntı: İki Mühendisin Hikâyesi Okumak İçin
Şantiye İşçisi Okumak İçin
Şantiye Odaklı İnsan Kaynakları ve Liyakati Savunmanın Gereksizliği Üzerine Düşünceler Okumak İçin
İnsan Davranışlarının Şantiyelerde Keşfi Okumak İçin
İnşaatın İşverenini Bir de Böyle Değerlendirelim! Okumak İçin

Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.